Odaklanmış dikkat nedir örnek ?

Forya

Global Mod
Global Mod
Odaklanmış Dikkat Nedir? Bir Hikâye ile Anlatım

Herkese merhaba! Bugün odaklanmış dikkat üzerine düşündüğümde aklıma gelen bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Belki siz de daha önce bir an geldiğinde dikkatiniz o kadar güçlüydü ki, etrafınızdaki her şey kaybolmuştu. Ancak bu kadar güçlü bir dikkat, sadece bir konuda derinleşmekle kalmaz, bazen insanların farklı bakış açılarını da keşfetmemizi sağlar. İşte odaklanmış dikkatin farklı şekillerde nasıl işlediğini gösteren bir hikâye…

Hikâye: Zorlu Dağa Tırmanış

Bir zamanlar, çok uzak bir köyde Elif ve Ahmet adında iki arkadaş yaşarmış. Ahmet, her zaman çözüm odaklı ve stratejik bir insandı. Sorunlar karşısında hemen çözüm üretmeye odaklanır, ne yapılması gerektiğini hızlıca hesaplar ve yoluna koyardı. Elif ise, daha çok empatik ve ilişki odaklıydı. İnsanları anlamaya, onların duygularını dinlemeye, tespit etmeye ve onlara göre çözümler üretmeye çalışırdı.

Bir gün, köydeki en yüksek dağa tırmanmaya karar verdiler. Dağ, zorlu ve dikti, ancak her ikisi de bu meydan okumayı kabul etti. Ahmet, hemen dağa tırmanmak için bir plan yapmaya başladı. Adımlarını hızlıca attı ve yol boyunca ne zaman dinlenileceğini, hangi taktikle tırmanılacağını düşündü. Elif, ise yolculuk boyunca etrafındaki doğayı, dağın etrafındaki yaşamı gözlemeyi tercih etti. İkisi de farklı şekilde tırmanıyordu, ama hedef aynıydı: zirveye ulaşmak.

Ahmet’in Stratejik ve Çözüm Odaklı Dikkati

Ahmet, dağa tırmanırken her şeyin hızla bir plan çerçevesinde ilerlemesini istedi. Karşılaştığı her engel, ona bir problem gibi görünüyordu ve hemen çözüm üretmeye çalışıyordu. Yokuşlar, kayalıklar ve zorlu yollar… Her bir engeli aşmak için çözümünü hızlıca hesaplıyordu. "Şu kayalığa nasıl tırmanırım?" diye düşünmek yerine, "Bunun üstesinden nasıl geliriz?" diye cevap arıyordu. Her adımında, sonraki adımı nasıl daha kolay atabileceği üzerine yoğunlaşıyor, çözüm odaklı düşünüyordu.

Bütün bu süreç boyunca, Ahmet’in dikkati mükemmel şekilde odaklanmıştı. Dağın zirvesine ulaşmaya ne kadar yakın olduğunu hesaplıyor, her sorunla bir stratejiyle başa çıkıyordu. Düşünceleri hep ileriye dönük, bir sonraki adımdı. Çevresindeki doğa ve insanlar gibi detaylarla ilgilenmiyor, yalnızca yolunun nasıl daha hızlı bir şekilde açılacağına odaklanıyordu.

Ancak bir noktada, Ahmet’in hızla ilerlemesi, Elif’i arkasında bırakmasına yol açtı. Elif, çevresindeki çiçekleri, kuşları, ormanın seslerini dinlerken, Ahmet neredeyse gözden kaybolmuştu. Bir an için, "Bu kadar odaklanmak ne kadar doğru?" diye düşündü Elif. Ama kendi tarzında ilerlemeye devam etti.

Elif’in Empatik ve İlişkisel Dikkati

Elif, tırmanırken çevresini izliyor, adım atarken etrafındaki her şeyi algılıyordu. İnsanları, hayvanları ve doğayı gözlemleyerek yol alıyordu. Her kayalığa, her ağaç dalına, her çiçeğe bakarken “Bunu gördüğümde ne hissediyorum?” sorusunu soruyordu. Her engel ona sadece bir fiziksel zorluk değil, aynı zamanda bir his, bir anlam taşıyordu. Elif, bir yerde durup, karşısındaki kayalığa bakarak, "Bunu aşmak, bana içsel bir güç veriyor." diyordu. Her anı, sadece fiziksel bir yolculuk değil, aynı zamanda içsel bir keşif olarak yaşıyordu.

Bu süreçte Elif’in dikkati dağa, çevreye ve insanlara odaklanmıştı. Her bir adımı, sadece fiziksel değil duygusal bir anlam taşıyordu. Bir kuşun uçuşunu izlemek, bir ağacın dalına dokunmak… Bunlar onun için sadece dış dünyayı gözlemlemek değil, ruhsal bir deneyimdi. “Ahmet bu kayalığa tırmanırken, ben neden bir süre burada durup, bu doğayı hissediyorum?” diye düşünüyor, soruları kendisine sorarak ilerliyordu.

Elif, Ahmet gibi hızla tırmanmak yerine, bu anı sindirerek ilerliyordu. Belki Ahmet zirveye daha hızlı ulaşacaktı ama Elif, dağın zirvesine ulaşırken, ona nasıl bir anlam kazandırdığına odaklanıyordu.

Zirveye Ulaşmak: Farklı Yollar, Aynı Hedef

Sonunda, Ahmet zirveye ilk ulaşan oldu. Hızlıca tırmanmış ve yol boyunca engelleri çözüm odaklı bir şekilde aşmıştı. Ancak Elif, bir süre sonra zirveye vardı. Onun tırmanışı daha yavaş ama daha anlamlıydı. Elif, yol boyunca fark ettiği her küçük detayı, kendisini nasıl hissettirdiğini düşündü ve dağa tırmanmanın sadece bir hedefe ulaşmak değil, aynı zamanda bir içsel keşif olduğunu fark etti.

Ahmet, zirveye vardığında hemen Elif’i aradı. “Zirveye ulaştım, ama sen hala burada mısın?” diye sordu. Elif, gülümseyerek “Evet, geldim ama tırmanışım biraz farklıydı. Burada olduğumda dağla, doğayla kurduğum ilişkiyi daha derinden hissediyorum.” dedi. Ahmet, Elif’in söylediklerini düşündü. “Belki her şeyi çok hızlı çözmeye çalışmak bazen insanı içsel olarak eksik bırakabilir,” diye düşündü.

Sonuç: Odaklanmış Dikkatin Gücü

Sonunda Elif ve Ahmet, zirveye birlikte ulaştılar ama her birinin yolculuğu farklıydı. Ahmet’in çözüm odaklı, stratejik dikkati ona hız kazandırırken, Elif’in empatik ve ilişkisel dikkati ona derin bir içsel anlam sundu. İki farklı dikkat tarzı, aynı hedefe götürmüştü ama bu yolculuk farklı insanlara farklı şeyler kazandırmıştı.

Bu hikaye, odaklanmış dikkatin ne kadar güçlü bir araç olabileceğini ve farklı insanlara nasıl farklı deneyimler sunduğunu gösteriyor. Peki ya siz, odaklanmış dikkati nasıl tanımlarsınız? Hangi tür dikkat tarzı sizde daha baskın? Odaklanırken çevrenize ne kadar dikkat ediyorsunuz? Hızla çözüm bulmak mı, yoksa her anın tadını çıkarmak mı sizin için daha önemli?

Hikâyenizi paylaşın, fikirlerinizi duymak isterim!