Yağlı boya kolloid mi ?

Forya

Global Mod
Global Mod
Yağlı Boya Kolloid mi? Bir Hikâyenin İçinden Cevap Aramak…

Selam dostlar,

Bu gece elimde bir fincan kahve, yanı başımda yıllardır eşlik eden o kokulu terebentin şişesi… Uzun zamandır foruma şöyle içten bir yazı yazmamıştım ama bu kez elimde fırça değil, kelimeler var. Sormak istiyorum size: “Yağlı boya kolloid midir?” Ama öyle kuru bir kimya sorusu gibi düşünmeyin. Çünkü bu sorunun cevabı, biraz da kalbin nasıl çalıştığında gizli…

Bir Atölye, Bir Adam, Bir Kadın…

Atölye, akşam güneşinin vurduğu turuncu ışıklarla doluydu. Duvarlarda asılı tablolar, boyaların yoğun kokusu, fırçaların arasında yarım kalmış bir hayat… O atölyenin sahibi Mert’ti.

Mert, çözüm odaklı, mantığın rehberliğinde yaşayan bir ressamdı. Onun için her şey bir formül, bir dengeydi. Yağlı boya da öyleydi mesela: pigment + yağ = renkli bir kolloid sistem. O, her şeye açıklama bulmak isterdi.

Ama o akşam, içeri Elif girdiğinde dengesi bozuldu.

Elif, resim öğrencisiydi. Oysa onun dünyasında boyalar, formüllerle değil, duygularla karışırdı. Bir damla kırmızı onun için “öfke”ydi, biraz mavi “özlem”, azıcık sarı “umut”.

Mert, Elif’in tablolarına baktığında hep eksik bir şey hissederdi: “Teknik,” derdi. “Bu renkler fazla bulanık, oran yanlış.”

Elif gülümserdi sadece: “Belki de sen fazla net bakıyorsun, Mert. Hayat biraz bulanık olmalı ki derinlik olsun.”

Kolloid Gibi İlişkiler

Bir gün tartıştılar.

Elif, yeni bir tabloya başlamıştı. Renkleri karıştırırken, Mert izliyordu.

“Çok fazla terebentin koyuyorsun,” dedi Mert. “Oran bozulacak.”

Elif durdu, fırçayı elinden bıraktı. “Sen hep oran diyorsun, Mert. Belki de ben sadece hisle karıştırıyorum. Hayatın kimyasını değil, duygusunu arıyorum.”

Mert sustu. Çünkü Elif’in söylediği şey, onun bütün sistemini sarsmıştı.

Yağlı boya gerçekten bir kolloiddi. Yani biri diğerinde tamamen çözünmeden, küçük damlacıklar halinde bir arada dururdu. Biraz tıpkı insanlar gibiydi. Tam karışmazdık birbirimize ama bir arada kalmanın bir yolu vardı: denge.

Elif bunu sezgisel biliyordu.

Mert ise bunu bilimsel.

İkisi de haklıydı. Ama “haklı” olmak, bazen “birlikte” olmak anlamına gelmiyordu.

Bir Tablonun İçinde Saklı Gerçek

Bir akşam Mert, Elif’in atölyeye bıraktığı tabloyu buldu. Üzerinde yalnızca iki renk vardı: lacivert ve beyaz. Ama öyle iç içe geçmişlerdi ki nerede biri bitiyor, diğeri başlıyor belli değildi.

Tablonun arkasında küçük bir not vardı:

“Belki de her şey kolloiddir, Mert. Çünkü hiçbir şey tamamen çözülmez. İnsan da, sevgi de, boya da.”

O gece Mert uzun süre düşündü.

Yağlı boya, bir kolloid sistemdi; pigment parçacıkları yağ içinde dağılmış, çözülmeden varlığını sürdürüyordu. Tıpkı onların ilişkisi gibi. Birbirlerini tamamen anlayamıyorlardı ama yine de bir aradaydılar.

Belki de aşkın kimyası buydu: çözülmeden, yok olmadan karışabilmek.

Erkekler, Kadınlar ve Boyanın Dili

Ertesi gün Mert, atölyeye erken geldi.

Bu kez fırçayı eline aldığında, oranı düşünmedi. Sadece Elif’in bıraktığı paleti açtı, onun renklerini karıştırdı.

Bir yandan da mırıldandı:

“Demek ki her şey oranla değil, bazen içgüdüyle de olurmuş.”

Bir tablo yaptı o gün.

İçinde hiçbir şekil yoktu, sadece renkler vardı. Ama o renkler, konuşur gibiydi. Lacivertin içine karışmış bir kırmızı, bir yerlerde saklanan yeşil…

Elif geldiğinde tabloya baktı, sessizce gülümsedi:

“İlk defa senin tablonu hissettim,” dedi.

Mert cevap verdi: “Belki de ilk defa ben hissettim.”

İşte o an, Mert anladı ki erkekler çoğu zaman çözüm ararken kadınlar anlam arıyordu.

Erkekler, formülü bulmak isterdi. Kadınlar, hikâyeyi.

Ve hayat, yağlı boya gibiydi: karıştırırken ölçüyü kaçırırsan bulanıklaşır, ama fazla dikkat edersen ruhunu kaybedersin.

Forumdaşlara Bir Soru

Şimdi size dönüyorum dostlar,

Sizce gerçekten yağlı boya bir kolloid midir?

Bilim “evet” diyor. Ama kalbim başka bir şey söylüyor:

“Evet, ama her kolloid bir tablo değildir. Bazıları sadece bir duygudur.”

Kimi zaman bir ilişkide pigment bizizdir, kimi zaman yağ.

Birimiz sabit kalır, diğeri dağılır ama birlikte bir bütün oluruz.

Tıpkı Mert ve Elif gibi.

Belki siz de hayatınızda böyle bir “karışım” yaşadınız. Tam çözülmeyen ama birbirini tamamlayan bir bağ…

O yüzden bu yazıyı okuyan herkesin aklına sormak istiyorum:

Sizin renginiz ne olurdu o tabloda?

Ve sizce, duygular karışınca kimyası mı bozulur, yoksa anlamı mı derinleşir?

Son Söz

Yağlı boya bir kolloiddir evet, çünkü birbirine karışmadan bir arada durmayı başarır.

Tıpkı sevgi gibi, tıpkı biz insanlar gibi.

Her şeyin çözülmesi gerekmez; bazen bulanıklığın içinde bile bir güzellik vardır.

Belki de sanatın özü, kimyanın değil, kalbin dengesindedir.

Ve belki de en güzel tablolar, en çok karışan değil, en çok hissedilen renklerle yapılır.

Peki ya siz, hangi renkle hissediyorsunuz bugün?